Ağbaba: İktidar, Sahne, Sanat ve Eğlence Sektörüne Savaş Açtı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Genel Merkezi önünde son günlerde sıklıkla gündeme gelen müzisyenlerle bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
İktidarın sanat ve eğlence sektörüne savaş açtığını belirten CHP’li Ağbaba, “müzisyenlerin yaşam mücadelesi verdiğini, salgının yaşam tarzına müdahaleye dönüştüğünü” ifade etti.
Tek bir kesim bile ‘devlet bize bu zor günümüzde yardım etti’ demiyor
Çok sayıda müzisyen ve sanat emekçisinin katıldığı basın toplantısında CHP’li Ağbaba şunları söyledi:
Türkiye, 15 aydır salgınla uğraşıyor. Artık salgınla mücadeleyi değil, yasaklara ve cezalara karşı mücadeleyi konuşuyoruz. Bugüne kadar ‘salgınla mücadelenin iki boyutu var: biri halk sağlığı yönetimi, diğeri ekonomik tedbirler’ dedik. Pandemide halk sağlığı yönetimi yapılamadı. Aşısı olan bir hastalık yüzünden hâlâ her gün yüzden fazla insanımız ölüyor. Aşı nihayet geldi ama şimdi de aşılama hızı oldukça düşük. Ekonomi yönetimini de hiçbir şekilde beceremediler. Erdoğan ‘661 milyar lira yardımda bulunduk’ dedi ama araştırdık, soruşturduk. Bu yardımlardan kimin faydalandığını bulamadık. Bu meydanda apartman görevlileriyle, motokuryelerle, eve giden gündelikçi kadınlarla, birçok sektörden esnaf ve çalışanlarımızla toplantılar yaptık. Tek bir kesim bile ‘devlet bize bu zor günümüzde yardım etti’ demedi. Hiçbiri bu yardımlardan yararlanmadı. Esnafa faizli borç verip buna da ‘destek’ demek de Sayın Erdoğan’a yakışırdı, kendisine yakışanı yaptı. Bugün geldiğimiz noktada, ‘ölü açılma’ sürecini yaşıyoruz. Esnaf borç yükü altında dertli, çalışanlar, işçiler aşısız, hayatını riske atmaya devam ediyor.”
Yüzlerce kişi Boğaz’da tekneyle kutlama yaparken, müzisyenler on kişiye müzik çalamıyor
“Bugün, kendisine savaş açılan bir kesimle müzisyenlerimiz, sahne ve sanat emekçilerimizle birlikteyiz. 15 Mart 2020 günü son kez sahneye çıkıp o günden bu güne bir daha gün yüzü göremeyen müzisyenlerimizle birlikteyiz. Müzisyenler tükenmiş durumda, çocuğunun nafakasını, evinin kirasını, doğalgaz, elektrik, su faturalarını ödeyemediler. Birçoğunun kredi kartları patlamış durumda. 10 bin kişiyle kongre yapılırken, müzisyenler 10 kişiye müzik yapamadı.
Yüzlerce kişi Boğaz’da tekneyle kutlama yaparken, müzisyenler kafelerde on kişiye müzik çalamadı. Günübirlik yardımlar, göstermelik destekler verildi. Bunun için bile müzisyenlere ‘müzisyen olduğunu ispat et, mail at, video at’ denildi, küçük düşürüldü. 17 Mayıs’ta hibe desteği kararı açıklandı. Önce yardım için ‘vergi mükellefi olma’ şartı konuldu, tepki gelince ondan da vazgeçtiler. Müzisyenler günübirlik yardımlar değil; çalışmak, evlerine ekmek götürmek, sanatını icra etmek, düzenli bir gelir, insanca bir yaşam istiyor.”
İktidar sahne, sanat ve eğlence sektörüne savaş açtı
“İktidar salgında kaç müzisyenin intihar ettiğini biliyor mu? Müzisyenlere ‘evde kal’ diyorsun, beş kuruş destek vermeden, sigortasını ödemeden bu insanlar nasıl yaşayacak diye hiç düşündün mü? Düşünmediler. Kontrollü açılma süreci başlattılar. Barları, meyhaneleri, eğlence sektörünü tümüyle açılma sürecinin dışında bıraktılar. Buradan açık ve net olarak söylüyoruz: İktidar, sahne, sanat ve eğlence sektörüne savaş açmıştır. Pandemi yasaklarının artık sağlıkla hiçbir ilişkisinin olmadığını herkes biliyor, görüyor. Lebalep kongreler serbest, binlerce insanın katıldığı tarikat lideri cenazeleri serbest, Boğaz’da fetih kutlamaları yapmak serbest, Süleyman Soylu’ya destek için sokağa çıkmak serbest, binlerce kişilik mitingler serbest ama 3 kişinin bir araya geldiği, tüm hijyen tedbirlerinin alındığı işletmeler kapalı, gerekçe ise pandemi. Lamı, cimi yok: Bu yasaklar yaşam tarzına müdahale amacı taşımaktadır.”
Hayatlarına kıyan, enstrümanını satan, hamallık yapan müzisyenler var
“Yalanlarla, çelişkilerle, anlık kararlarla salgını yönetiyorlar. Sonuç ise ortada: Bir yanda, lüks, israf, şatafat; diğer yanda ölüm, açlık, sefalet var. Pandemiyle mücadelenin en etkili yolu aşı diyoruz. Erdoğan 3 doz aşısını olmuş, antikor seviyesini bile biliyoruz. Peki burada tek bir doz aşı bile olamamış insanlar ne olacak? Yüzbinlerce sektör çalışanı, aileleriyle birlikte resmen yaşam mücadelesi veriyor. Her hafta intihar haberleri duyuyoruz. Hayatlarına kıyanlar, enstrümanlarını satanlar var. Başka işlerde çalışanlar var. Hamallık yapan var. Bir müzisyen ‘Ellerim artık enstrüman çalabilecek durumda değil’ diyor. Parasızlıktan şehir değiştiren, ailesinin yanına göç edenler var. Basına yansıyan haberlerde 120’den fazla müzisyenin intihar ettiğini görüyoruz. Sanata, sanatçıya düşman, yok etmeye çalışan bir anlayış var. Hayatında bir kez bile sanatla ilgilenmemiş bir iktidar yapısıyla karşı karşıyayız. Kendilerinin Saraylarda tuzu kuru. Sanatı lüks olarak görüyorlar, sanatçının hiçbir anlamı yok. Aç kalsa da olur, ölse de olur. Devlete yük olarak görüyorlar. 460 gündür konser salonları, tiyatrolar, barlar yani kısaca sanat etkinliklerinin topluca sunulduğu her yer kapalı! Yüzlerce kişinin kutlama yaparken bulaştırmadığı virüsü, mekanlarda müzik dinlerken bulaştıracağını söylemek, sanata savaş açmak, sanat emekçisine zulmetmek demektir. Bu akılla mantıkla izahı olmayan yasaklar, insanları sanattan ve müzikten uzaklaştırmaktan başka bir amaç taşımıyor.”
Türkiye'de müzisyenlerin zaten yaklaşık yüzde 90'ı kayıt dışı çalışıyor
“Erdoğan ne diyor: ‘Dünyada en çok destek veren ülkeyiz.’ Müzisyenlere hibe desteği için vergi mükellefi şartı koydular. Devlet diyor ki; ‘Eğer vergi mükellefi değilsen, her ay damga vergisi ve stopaj ödemiyorsan; yıl sonunda defter tasdik bedeli ödemiyorsan, bir muhasebecin yoksa 3 bin TL'lik hibeden seni faydalandıramam’. Müzisyenler günlük kaç lira kazanıyor ki bunları ödeyebilsin. Türkiye'de müzisyenlerin zaten yaklaşık yüzde 90'ı kayıt dışı çalışıyor.
Neyse ki, bu hatadan bir an önce dönüldü, şimdi müzisyenlere 3 bin TL’yi lütfettiler. Kanada'da kültür-sanat sektöründeki çalışanlara 181,5 milyon dolarlık bir fon ayrıldı. Almanya'da 2021 yılının sonuna kadar kültür sanat şirketlerine ve sanatçılara yaklaşık 1 milyar Euro ek finansman sağlayacak "Kültür İçin Yeni Bir Başlangıç" programı oluşturdu. İtalya'da salgın sonrası iptal olan etkinlikler ve zararlar sebebiyle 130 milyon Euro'luk kültürel acil kullanım fonu oluşturuldu. Birçok Avrupa ülkesinde işsiz kalan sanat çalışanlarının maaşlarının bir bölümünün devlet tarafından ödendiğini de unutmayalım.”
Hayatını kaybeden müzisyenlerin vebali iktidarın üzerindedir
“Türkiye’de ise devlet sanatçıları, sanat emekçilerini unuttu. Türkiye’de verilen yardımlar 20 milyon Euro’yu bulmuyor. Üstelik diğer Avrupa ülkelerinin nüfusuyla kıyaslayınca bu rakam oldukça düşük kalıyor. Bugüne kadar MSG, MESAM, MÜYORBİR ve Yunus Emre Enstitüsü üzerinden 2021 yılı Ocak-Mayıs ayları içerisinde 1000’er TL olmak üzere toplam 30 bin kişiye 5 kez yardım dağıtıldı. 15 ay için sadece 5 bin TL, yani aylık 333 TL yardım yapıldı. Müzisyenler, belediyelerimiz, STK’lar ve çeşitli platformların yardım kampanyalarına muhtaç hale getirildi. Anayasada 64. Maddede yazan ‘Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur’ hükmü de rafa kaldırıldı. Allah’tan Haluk Levent var da ‘faturalarını ödeyemeyen müzisyenlere’ yardım ediyor. Allah’tan CHP’li belediyeler var, müzisyenlerin faturalarını ödüyor, nakdi destek sunuyor. Peki, Kültür ve Turizm Bakanı ne yapıyor; ses seda yok, ‘halkı turistlere nasıl aşağılatabilirim’ diye hesap yapıyor. Hayatını kaybeden müzisyenlerin vebali, yüz binlerce insanı açlığa terk eden bu anlayışın üzerindedir.”
Müzisyenler ‘bu sene de bir şey kazanamayacağız’ diyorlar
“Müzik gelir elde etmenin yanı sıra psikolojik de bir iş. Müzisyenler üvey evlat muamelesi gördü. Uzun süredir bu işi yapamadıkları için psikolojik olarak da çöktüler. En son herkes ‘en azından mekanlar gece yarısına kadar açık olur, iş yaparız’ diye umut beslerken, şimdi herkes tümden umudunu yitirdik. Müzisyenler ‘bu sene de bir şey kazanamayacağız’ diyorlar. Yüzde 90’ının sigortası yok. Kazara parmağı kırılsa aylarca aç kalacaklar, hastalığa yakalansa doktora gidemiyorlar, iş olmayınca evde yiyecek bulamıyorlar. Sanata, sanat emekçisine düşmanlığın hiçbir faydası yok; bizi bu karanlıktan intikam, baskı ve şiddet değil; sanat kurtaracak, şarkılar kurtaracak. Biz müzik yaşasın, müzisyen yaşasın, sanat yaşasın istiyoruz.
Sokağa çıkma yasağı saati esnetilsin, mekanlara destek verilsin
“Biz, CHP olarak, sadece sorunu değil, çözümü de paylaşıyoruz. İktidar, 1 milyona yakın insanın doğrudan gelir kapısı sahne, sanat ve eğlence sektörü çalışanı için çağrımıza kulak versin.
1. Türkiye'de müzik emekçisi, sesçi, plak şirketi çalışanı, besteci, icracı vb. tüm bunların toplamı aileleriyle birlikte en az 300.000 kişilik bir grubu oluşturuyor ama ne yazık ki devletin elinde buna dair hiçbir net veri ya da açıklanmış çalışma yok. Bu insanlar sahipsiz. Öncelikle müzisyenler yasal statüye kavuşturulmalıdır. Sosyal devlet politikası olarak ya Esnaf Bakanlığı kurularak ya da Kültür Bakanlığı bünyesinde sanat emekçileri kayıt altına alınmalıdır.
2. Sokağa çıkma yasağı saati 24’e kadar uzatılmalıdır. Hijyen ve temizlik önlemleri alınması şartıyla mekanların kapanma saati de buna göre esnetilmelidir.
3. HES kodu uygulaması müzik mekanlarında da uygulanmalıdır ve böylelikle havaların ısınmasıyla birlikte açık hava mekanlarında müzik yapılabilecektir.
4. Pandemi bitene kadar, yasaklar devam edecekse sanat emekçilerine yaşanabilir düzeyde hibe desteği verilmelidir.
5. Devlet tam normalleşme olana kadar konser vb. müzik etkinlik biletlerinin bir kısmını sübvanse etmelidir.
6. Aylardır kapalı olan konser, müzik, bar, meyhane gibi mekanlara destek verilmelidir.
7. Enstrüman, ses ve ışık sistemlerinden alınan gümrük ve diğer vergiler en az indirilmelidir.
8. Sanatçılar ve sanat emekçileri için, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bünyesinde bulunan ve 350 milyon TL’yi bulan kopyalama harcındaki para kullanılmalıdır.
9. Müzisyenlerin, sanat emekçilerinin örgütlenmesinin önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.”
Cenazemize hoş geldiniz
Basın toplantısında yaşadıkları sorunları dile getiren Müziksen Üyesi Fatih Veliölmez; “Cenazemize hoş geldiniz” diyerek başladığı konuşmada; “ 15 aydır bir sanat öldü. Bu sanat kolunun mensupları her gün ölüyorlar. Bunu pandemiyle mücadele adı altında söylemek mantıklı değil. Bir sosyal hayat planlaması ve dayatmasıyla karşı karşıyayız. Bu dayatma toplumun tamamına yapılmaktadır. Bütün toplumu öldürürseniz onların cenaze namazını kaldıracak kimseyi bulamazsınız. Müzisyenler sosyal güvence altına girmek istiyorlar” dedi.
Başkent Müzisyenler Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Serkan Matoğlu; “Bizlere bugüne kadar Mansur Yavaş destek verdi.16 Aydır mağdur durumdayız. Hükümet bizlere destek vermedi. 16 aydır enstrümanımızı sattık, elektriğimiz, doğalgazımız kesildi. Anayasa ‘devlet sanatçıyı korur' diyor. Bizi korumadınız, üvey evlat muamelesi yaptınız bize. Bizler mekanlarımızın açılmasını istiyoruz. Saat 21.00’de biten bir sınırlama mağduriyetimizin devamı demektir. Saat sınırlaması normale çekilsin, biz ekmeğimizi kazanırız, desteğinizi istemiyoruz” dedi.