Birlikte Yemeğin Bereketi ve Sosyal Anlamı: Aynı Kaptan Yemek Sünnettir
'Sofrada Bereket ve Birlik': Peygamber Efendimizin Aynı Kaptan Yemeğe Dair Mesajı
Toplumların gelenek ve görenekleri, sadece yaşamsal pratikler değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel değerleri de yansıtır. Osmanlı İmparatorluğu'nun zarif sofra adabından ve birlikte yemek yemenin sağladığı manevi huzurdan örnekler, bu değerlerin köklerinin ne kadar derin olduğunu gösterir. Keçecizade Fuat Paşa'nın Avrupa'da yaşadığı bir anekdot, bu konudaki anlayışın ne denli anlamlı olduğunu gözler önüne serer.
Avrupa'daki bir yemek ziyafetinde, Türkler'i küçümseyen bir kişi, Osmanlıların yemek kültürünü basit ve ilkel olarak değerlendirmiştir. Ancak Fuat Paşa'nın bu küçümseyici yoruma verdiği cevaptaki derinlik, sadece bir sofrada ne yediğimiz değil, nasıl yediğimizin de büyük bir anlam taşıdığını vurgular.
Aynı kaptan yemek, sadece bir gelenek değil, toplumsal bir birlikteliğin ve paylaşmanın ifadesidir. Bu yazıda, aynı kaptan yemenin hem tarihsel hem de dini açıdan ne kadar değerli bir uygulama olduğunu inceleyeceğiz. Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) bu konudaki öğretisi, birlikte yemek yemenin ve besmele ile bereketlendirilmiş bir yemeğin insan ruhunu nasıl doyurduğunu anlatırken, bu geleneksel alışkanlığın modern dünyadaki yeri üzerine de düşündürecek bir perspektif sunmaktadır.
“Keçecizade Fuat Paşa, hariciye nazırı iken gittiği Avrupa'daki bir yemek ziyafetinde çeşitli ülkelerin, vezir, sefir ve devlet erkânıyla sohbet ederken, içlerinden şımarık, atak ve özellikle Türkler'i küçümsemek isteyen biri, hiçbir münasebet yokken:
“Efendim, demiş. Osmanlı ülkesine gittiğimde, onların ortaya koydukları bir kaptan, herkesin tabaklarına ayırmadan yediklerini gördüm…”
Fuat Paşa, bu sözlerdeki küçültücü anlamı hemen sezmiş. Aradan bir süre geçmiş, sonra o da:“ Ben de bir hatıramı belirtmek isterim. Küçüklüğümde sık sık dedemin çiftliğine giderdim. Akşam olup da koyun sürüleri gelince; hepsi sessiz, sakin yemlikteki yemlerini güzel güzel yer; sularını da itişip kakışmadan büyük yalaktan içer; çekilirlerdi…
Ama gelgelelim; köpeklere yemekler bir kaptan verilince, birbirleriyle dalaşır; kavga eder; bir türlü sessizce yiyemezlerdi… Onun için çobanlar; her bir köpeğin yemeğini ayrı ayrı kaplara bölerek vermek zorunda kalırdı!” diye anlatmış. Kimseden ses çıkmamış…
Aynı tabaktan yemek Müslümanlar için sünnettir. Memleketimizde de bu sünnete büyük ölçüde uyulurdu. Günümüz nezaket kurallarına göre ise yemek ayrı tabaktan yenmekte ve küçük yerleşim yerleri hariç büyükşehirlerde aynı tabaktan ya da kaptan yeme sünneti ve alışkanlığı terk edilmektedir.
Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâmın sahabileri (Peygamberimize):“ Ey Allah'ın Rasulü, biz (yemek) yiyoruz, fakat doymuyoruz”, demişler.”
Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâm da onlara: “Her halde siz (yemeği) ayrı ayrı (kaplarda) yiyorsunuzdur (değil mi)?” demiş.
Onlar da: Evet, cevabını vermişler.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâm: “Yemeği toplu halde yeyiniz ve üzerine besmele çekiniz. (O zaman) Allah o yemekte sizin için bereket halk eder (de karnınız doyar)” buyurmuş. (Ebu Davud, Et'ime, Bab 14, Hadis no: 3764; İbn Mâce, et'ime, 17).( Yeniasya)
REMZİ HAYTA Malatya Flaş Haber