Geçmiş hep Güzeldi

27 yaşına kadar bende, köyde geceleri çıra ve gaz lambası ışığıyla yaşayıp Akşamları köy odalarında büyüklerin anlatığlarıyla,masalları dinleyip büyüdük,

Geçmiş hep Güzeldi,

       27 yaşına kadar bende, köyde geceleri çıra ve gaz lambası ışığıyla yaşayıp Akşamları köy odalarında büyüklerin anlatığlarıyla,masalları dinleyip  büyüdük,
Televizyon radyo yok hep derlerdi büyüklerinizi dinleyin onlardan bir şeyler ögrenin.

Bende büyüklerimizden ögrendiklerimi  yaşamıma rehber edindim hayatımın her alanında bana faydalı olduğuna inanmışımdır.

Onların yaratıcılık becerisi  hayatın zorluklarına karşı yinede mutlu olduklarını şükür ettiklerini gördüm.

Saf temiz yürekli büyükerimizde.

vardı onlarda hayatın yaşamışlığın farklı  yüzleriydi.

Bizim Alo dayıda onlardan birisiydi.

Alo dayının bir kaç anısıda muhtarlık dönemimde hatırlıyorum 1986 yılında  köye (ceyran)elktirik yeni  gelmişti 

Herkes aman aman açık kablolara pirizlere dikkat edin ceyran çarpar sözleri alo dayıyı çok etkilenmişki.

Bir gün bana dediki, Muhtar köye Hizmetin iyi her şeyi yaptın fakat bu ceyranı işini  iyi yapmadın bu ateşi getirdin köyün içine bıraktın adam korkuyorki elini bir yere atsın işte bunu iyi  yapmadın dedi.
 
Ceyran evlere bağlandı akşam oluyor,"yatma zamanı gelince çocuklara diyor ki lambaya üfleyinde yatalım".

Çünkü o güne kadar gaz lambası ve çırayı üfleyerek söndürürlerdi.

İkinci günü lambayı yakınca neyle yaktınız diyiyor.

Hani gaz lambaları kirpit veya çakmakla yakılırdı hâlâ öyle bir şey bekliyordu..

       Ceyran  'elektrik' geldikten sonra babaları çocuklara  küçük bir Radyo almışlar. Radyo pirize takılı çalıyor torunları dinliyor kuzular içerde gidip dışarıya yaylıma bırakmıyorlar kuzular yayılsın diye.

       Alo dayı  söylenip  duruyor, radyoyu kapatmak için cesaret etmiyor elektirik çarpar diye Neyseki  gözüne radyoyu kestiriyor radyoyu kaptığı gibi elinde patlamasın yada elektrik çarpmasın diye aldığı gibi yere çarpıyor radyo kırılıyor.

        Sonra torunu Nuri var geliyor  dedeye dede safya diyor dede nasıl yaptın radyonun içindeki adamlar ses çıkarmadılarmı yok bir vızıltısı ğırıltısı  geldi sesleri kesildi diyince,  Dede diyiyor helal olsun sana iyi yapmışsın,Hepisini yok etin kurtuldun.

        Tabi ki çocuklar alışmış yenide bir radyo daha  alıyorlar Alo dayı da zamanla  radyoya yavaş yavaş alışıyor," radyonun ne dediğini anlamıyorsada bir ses dinliyor" eniştesi Fadıl dayı geliyor alo sizin radyo yalan söylüyor dinleme o da inanıyor üzülüyor sanki o lafı kendine söylüyormuş gibi mahçup oluyor..

       Haçova  köyümüzün darıderesi  mezrasında  okul yoktu milli egitim demiş bir göz evi bulun dershane yapalım  öğretmende verelim çocklar uzaklara getmesin.
 komşularda Alo  dayının bir odası fazla  rica edelim okula versin, köylü rica ediyor Alo dayı yok diyor.

        Kazmayı kor evi yığarım yine vermem neyse yine birgün  bir aradayız şehirde torunu Ali ilhan birde amcam oğlu Abuzer kiraz lise çağlarında köye gezmeye  geldiler o zamanda okul kıyafetlerı takım elbise, Bizde yine okul lafını ediyoruz, onlar daha kendilerini  tanıtmadan Alo dayı dedi bu gelenler kim,dedik mili egitimden gelmişler Müfettişler senin evi okula uygun görmüşler, yine başladı  dedi evi yıkarım yinede vermem.

       Sonra uyanık birisi dedi senin bu askerlik durumun var," Alo dayı askerlik yapmamış asker kaçağısın" karşı çıkma bir şey verelim gitsinler hemen kolunu tutup elini cebine at dedi  ne istiyorlarsa ver gitsinler neyse güldük falan, dedi bende bildimki şaka 

Alo dayı komşumuzdu malının mülkünün lafını çok eder, kendini beğenir,buyum var şuyum  var der malıyla gururlanırdı.

       Birgün köyden malatya'ya gitim o günde Turgut Özal cumurbaşkanı malatya'ya gelmiş dönüşümde geldi yanıma dedi muhtar  şehirde ne var ne yok.
genelde o tarihlerde yaşlılar cumhurbaşkanlarına paşa dedikleri için  bende dedim paşa gelmişti nasıl bir adam dedi dedim senden kısa boylu  tarlası yok koyunları yok, tabi dedi benim yazlıktaki tarlama bir malatyanın gücü  yetmez koyunlarımda var, onun neyi varki dedi, dedim hiç birşeyi yok, senin şükür her şeyin var dedim, gururlandı.

       Alo dayı eşi vefat etmişti,artık yaşlanmıştı yinede ara sıra bir ihtiyar dengim olsa evlenirim diye söyleniyor birgün oğlunun dünürleri adıyamanda misafirliğe geliyor o da iki evli Alo dayı bunada evlilik lafını ediyor,oda şaka olsun diye Alo dayı benim hanım iki tane istersen  birini sana vereyim, Alo dayı safca ciddiye alıyor gittikten sonra hep derdi elin yabancısı ne iyi demiş eşimin  birisini sana vereyim diyor.

Devri dayım olsun..

Hamit Kiraz - 04-01-2022

Bakmadan Geçme