'Gençlerimiz Bizim Göz Bebeğimiz'

Yeni Birlik Gazetesinde Neşe Berber'in sorularını cevaplayan Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, gençleri Üniversiteye davet ederek 'Gençlerimiz göz bebeğimizdir' dedi. Rektör Karabulut soruları şöyle cevapladı:

         Rektör Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut: Gençlerimiz bizim çocuklarımız. Dolayısıyla bu tercih sürecinde onlara özellikle tavsiyem, üniversite tercihlerini mutlaka ama mutlaka bilinçli bir şekilde yapsınlar. Ne istediklerini, hangi bölümü okumak istediklerini, o bölümü okumakla ne elde edeceklerini ve daha sonra nasıl bir iş hayatının kendilerini beklediğini bilerek, bunun bilincinde olarak tercihlerini yapsınlar. Puanları yetiyor diye hakkında hiçbir bilgileri ve hazırlıkları olmayan bölümleri tercih etmesinler.

Neşe BERBER

        Malatya’da Turgut Özal Üniversitesi içerisinde yer alan Turgut Özal Müzesini gezmek için üniversiteye gittim. Beni Rektör Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut karşıladı. Rektör Karabulut; ‘Müzede Özal’a ait olan ya da onu bize anlatan 260 civarında eser sergileniyor.

         Bunlar içerisinde Özal’ın günlük hayatta kullandığı, ailesi tarafından müzeye bağışlanan birçok şey var. Yani müzeyi gezdiğimizde hem bir siyaset ve aksiyon adamı olarak Özal’ı daha iyi anlayabiliyoruz, hem de bir insan olarak onun gündelik yaşamına ve hayatı kavrama biçimine temas edebiliyoruz.’ diyor. Müzenin içinde dolaşırken hem sohbet ettik hem de üniversite sınav sonuçlarının açıklanması nedeniyle öğrencilere tavsiyelerini sordum.

         MTÜ Turgut Özal Müzesi gerçekten çok güzel bir müze olmuş. Turgut Özal, Malatya’nın ve Türkiye’nin bir değeri. Onun ismini taşıyan bir üniversitenin rektörü olarak ne hissediyorsunuz? Türkiye’mizin tarihinde gerçek anlamda çok güçlü bir etkisi olan merhum Turgut Özal, Malatyalılar için her zaman gurur kaynağı olmuştur. Bizim de çocukluk ve gençlik dönemlerimizde olağanüstü bir örnekti. Memleketimizde doğmuş ve buradan çıkarak Türkiye’ye çağ atlatan adımlar attırmış, ülkemizin dünya ile daha güçlü bağlar kurması sürecinde büyük hizmetler etmiş ve geniş vizyonu ile Türk siyasetine yeni bir perspektif kazandırmıştı.

         Onun adını bilerek, onunla gurur duyarak büyüdük. Kendisini tanımış olmanın onurunu hep yaşıyoruz. Fakat tarih dediğimiz şey, bir anlamda bazı ayrıntıların unutulabildiği, önemli olayların zamanla aşınarak artık akıllarda eskisi kadar yer etmemeye başladığı bir şey. Bunu biliyoruz. Dolayısıyla değerlerimizi yaşatmak için onların hikâyesini, başarılarını ve örnekliklerini genç kuşaklarımıza aktarmamız gerekiyor. Kuşkusuz Malatya’mızın birçok yerinde merhum Özal’ın adı yaşamaya devam ediyor ve edecek de… 

         Ama düşünsenize, kendisini yetiştirmiş ve Türkiye’ye bir gelecek vizyonu çizmiş biri olarak Turgut Özal’ın adı en çok bir üniversiteye yakışırdı. Çünkü o bu ülkeye, bu ülkenin gençliğine ve geleceğine muazzam bir miras bırakmıştı ve bu mirasın işleneceği en önemli yerler de bugün üniversitelerimiz. Bu bakımdan Sayın Cumhurbaşkanımızın kararıyla 2018 yılında Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nin kurulması, Özal’ın mirasının bilimsel bir çerçeve içerisinde yaşamaya devam ettirilmesi ve gençlerimize devredilmesinin sağlanması noktasında çok önemli bir adım oldu. Zannediyorum bütün Malatyalılar bu üniversite için Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a içtenlikle minnettarlık duyguları besliyorlar. 

“MTÜ bilimsel gelişme noktasında Özal’ın vizyonunu örnek alan bir üniversite” 

         Biz gençlerimizin Özal’ı da örnek almalarını istiyoruz. Onu tanımalarını, onun kendini geliştirme gayretlerinden etkilenerek bir anlamda onun gibi olabilme noktasında gayret göstermelerini istiyoruz. Bunun için de üniversitemizde bulunan Turgut Özal Müzesi’ni çok önemli buluyorum. Bakın, müzenin bizim üniversitemize taşındığı son üç yıl içerisinde burayı 30 binin üzerinde insan ziyaret etti. Bunların hatırı sayılır bir kısmı da bizim öğrencilerimiz.

         Düşünsenize, Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültemizde eğitim alan bir öğrencimiz müzemize geliyor, Turgut Özal’ın kıyafetlerini, bilgisayarını, notlarını, fotoğraflarını, başarılarını anlatan başka birçok materyali görüyor ve buradan doğrusu motive olmuş bir şekilde çıkıp dersine çalışmaya gidiyor. Çünkü şunu çok iyi biliyor: Eğer yeterince gayret gösterirse, Malatya’dan çıkıp da Özal gibi Türkiye’yi değiştirebilecek bir konuma gelebilecek. Bu daha önce yaşanmış ve örneği de işte karşımızda. 

“Turgut Özal Müzesi oldukça zengin bir müze”

        Burada Özal’a ait olan ya da onu bize anlatan 260 civarında eser sergileniyor. Bunlar içerisinde rahmetlinin günlük hayatta kullandığı, ailesi tarafından müzeye bağışlanan birçok şey var. Yani müzeyi gezdiğimizde hem bir siyaset ve aksiyon adamı olarak Özal’ı daha iyi anlayabiliyoruz, hem de bir insan olarak onun gündelik yaşamına ve hayatı kavrama biçimine temas edebiliyoruz. Bütün bunları anlatırken gerçekten de duygulanıyorum. Ben de Turgut Özal’ın ismiyle, onun Malatya’ya ve Türkiye’ye yaptığı hizmetlerin adeta bir efsane gibi anlatıldığı sohbetlerle büyümüş ve her yerde onu görmüş, onun adını taşıyan sokaklardan geçmiş, onun ismini taşıyan mahallede dolaşmış biri olarak bugün onun adını taşıyan bir üniversitenin rektörlüğünü yapıyorum. Bu benim kişisel hayatımda olağanüstü bir yer kaplıyor. Yani elbette bu türden duyguları kelimelerle ifade edebilmek mümkün olmuyor. Fakat kendimi hem çok şanslı hissediyor, hem de omuzlarımda büyük bir sorumluluk duygusu taşıyorum. 

           Gençlere üniversite seçimlerinde tavsiyeleriniz ne olur? Gençlerimiz bizim göz bebeğimiz, hepsi bizim çocuklarımız. Dolayısıyla bu tercih sürecinde onlara özellikle tavsiye etmek istediğim şey, üniversite tercihlerini mutlaka ama mutlaka bilinçli bir şekilde yapsınlar. Ne istediklerini, hangi bölümü okumak istediklerini, o bölümü okumakla ne elde edeceklerini ve daha sonra nasıl bir iş hayatının kendilerini beklediğini bilerek, bunun bilincinde olarak tercihlerini yapsınlar. Puanları yetiyor diye hakkında hiçbir bilgileri ve hazırlıkları olmayan bölümleri tercih etmesinler.  Eğer istedikleri ve okumaktan keyif alacakları bölüme puanları yetmiyorsa.. O zaman bir yıl daha hazırlanıp istedikleri bölüme girmeyi hedeflesinler.

         Çünkü burada hayatları söz konusu ve rastgele bir tercih yaparak sonra pişmanlık duyacakları bir adım atmaları doğru olmaz. Nihayetinde yeniden hazırlanılacak bir yıllık zaman dilimi onlara birçok güzel şey kazandıracaktır, fakat rastgele bir tercihle sevmedikleri ve hakkında bilgi sahibi olmadıkları bir bölümü tercih etmeleri önce dört yıllık üniversite hayatlarını, sonra da Allah korusun, hayatlarının geri kalan kısmını mutlu olmayacakları bir şekle sokabilir ki bunu asla istemeyiz. 

“Üniversite tercih edecek öğrencilerimize tavsiyem” 

         Bir bölümü ya da üniversiteyi seçerken şehirden ya da üniversitenin sosyal imkânlarından ziyade okumak istedikleri bölümün bilimsel durumunu baz almaları. İstedikleri bölümle ilgili araştırma yapsınlar, orada ders veren hocaları, onların çalışmalarını, okutulan dersleri ve oradan mezun olanların neler yaptıklarını araştırsınlar. Bu şekilde hazırlık yaparak oraya gitsinler. Bu çok önemli. Aksi durumda adaptasyon sorunlarından tutun da gündelik yaşama ve bölüme alışma konusunda zorluklar yaşanacaktır ve bu da onların iyi bir eğitim almalarının önüne dikilen yeni bir engel olacaktır. 

“Üniversite bir başlangıç”

       Bu zamana kadar özenle hazırlandılar, sınavlarını geçtiler ve yıllarını üniversiteye girmek için harcadılar. Şimdi asla rehavete kapılmadan, çalışma disiplinini muhafaza ederek çalışmaya devam etmeleri, kendilerini geliştirmeleri, kitap okumaları, dil öğrenmeleri gerekiyor. Evet, üniversite bir başlangıç ve her gencimizin bu başlangıcı son derece iyi bir şekilde gerçekleştirmesi gerekiyor. 

Bakmadan Geçme