İnsan İsterse, Hacı Uçar

Azmin elinden hiç bir şey kurtulamaz...

PAYLAŞ

Yıllar önce ülkemizin bir çok yerinden gelip Haçova Köyünde bir tek çeşmenin etrafına yerleştik, evlerimizi kurduk.


     Haçovalı köylülerimiz  o tarihlerde bir tek çeşmenin başında 400 hanelik bir köy olmuştu. 


    Yolu desen yok! 


    Kime gideyim derdimi kime anlatayım!


   Tabiri caiz ise yol yordam bulamamış, çokta bürokrasiye takılmadan geçinip giden Haçovalı köylülerimiz dışarının olumsuzluklarına  göğüs gerip kendi içinde de mutlu olmayı başarmıştır.


    Bir çeşme düşünün...


  Bir bidon, bir kova su için günlerce sıra beklenir başında. Sonra bozuk yollarda bin bir zahmetle bata çıka eve götürmesi ayrı, çilesi bol tarihi bir çeşme...

 

  Ama bir gün bir kahraman doğuyor!!!

 

  Nam-ı değer  Haci(Kâle) uçar dayı.


  Bir elinde kendince metre görevi gören değneği...


  Diğer elinde ipi...


  Kurmuş şerit metresi...


  Aklında nice projeleri...


  Kalbi kadar temiz beyaz bez parçalarına dökerek.


   Aylarca o bozuk yolları engelleri dağları umursamadan 15-20  kilometre olursa olsun nerde bir kaynak suyu varsa orada. Kendine has ip metresiyle koşturup durdu.


Bu çile dolu emeğin sonunda köyümüzün Taney yaylasinda keşf etti kaynak suyu, Haci Uçar Dayı.


          Suyu köye nasıl ulastiracagini beyaz bez"e kömürle işleyip, güzargahı taş parçalarla işaretleyip günlerce aylarca çizmiş.
 Porejemi nereye ulaştırayım derdimi  kime dökeyim diye düşmüş yollara.


    1959 da  zamanın D.S.I. Elazığ Bölge Müdürü Korkut Özal'a gider ve bezin üzerine çizmiş olduğu projesini verir, derdini anlatır. Köyde su olmadığını, bir tek çeşmeden su almak için sabahlara kadar sırada beklediklerini, bu yüzden köyde göç başladığını köylünün susuzluktan  büyük çileler çektiğini anlatır.


     Korkut Özal'da bu durumdan çok etkilenir. Ve yine o tarihlerde eski Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel dönemin D.S.İ genel müdürüydü. Ona mektup yazarak, Hacı Uçar Dayının meramını anlatır ve Demirel'e gönderir. Demirel'de Haci Uçar Dayının bu beş parçadan oluşan bez üzerine kömürle çizili doğal porejeyi dikkate alarak yeterli  bir ödenek ayırtarak suyun yapımına karar verirler.


    Haci Uçar'ın bu porejesi Türkiye Büyük Millet Meclisinde de günün konusu olmuştur. Ardından 1962 'de köye su gelmiştir. Hacı Uçar'ın yıllarca emek verdigi belki hiç kimsenin hayal bile etmediği, bu büyük porejesi gerçekleşti.  Tarifi mümkün olmayan mutluluklar yaşandı. Kendisi ve köylüsü için o dönemde mucize denilecek durumdu.

 

  SU HAYAT DEMEKTİ SU YAŞAM DEMEKTİ


  SU BEREKETTİ SU CANDI.....


  
   Haci uçar dayıyı saygıyla anıyorum ruhu şad olsun nur içinde yatsın.

 

Hamit KİRAZ / 12.04.2021

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN