Sahipsizlik Kırıntıları içerisinde yeşeren bir umut!' Prof. Dr. İlhan Geçit '
Zor zamanların şehri olduk ömrümüzün son deminde. Oysa yaşlılığımız için kurduğumuz hayaller, bu şehre bağlanmanın ayrı bir hazzını yaşatıyordu bize.
Zor zamanların şehri olduk ömrümüzün son deminde. Oysa yaşlılığımız için kurduğumuz hayaller, bu şehre bağlanmanın ayrı bir hazzını yaşatıyordu bize.
Gazeteci Remzi Hayta’nın Kaleminden…
Bir sabah yitik bir şekilde kalktık.
Ezik, sahipsiz bir kentin çocuklarıydık artık. Siyasetin ve siyasetçilerin “Eyyam” malzemesi haline dönüşen sahipsiz bir şehrin çocukları oluverdik bir anda!
Yıkık, dökük, yorgun,bitkin bir şehrin 4 mevsimini yaşadık. Rahmetli Ferid Edgü’nün o meşhur klasiği olan “Hakkari’de 4 Mevsim’ kitabındaki gibi, yıkık dökük binalar arasında filizlenen çiçekleri aramaya koyulduk umutsuzca.
Ahkamcılar,
Eyyamcılar,
Şovcular,
Hırsızlar,
arasında süregelen medcezirlere tutunmaya çalıştık.
Sahipsizlik duygusunu en üst seviyede yaşarken, artık kentin sözüm ona akil insanlarından umudumu keserken, bir yönetici çıktı ortaya.
Farklı bakış açılarıyla sorunlara yoğunlaşan, Mazeretlere sığınmayıp, var olan kıt imkanlarla vatandaşa hizmet götürme gayretinde olan, Müdürlerini masa başında oturtmayıp, vatandaşın ayağına götürerek, sorunları bizzat yerinde dinleten ve çözüm odaklı olan,
“Benden önce, şöyle oldu, böyle oldu” demek yerine ‘hizmette devamlılık esastır” düsturu ile varını yoğunu ortaya koyup yaralı kentin yaralarına müdahele etmeye çalışan, Kısacası, ameliyat masasında ölümü bekleyen Yeşilyurt ilçesini yeniden ayağa kaldırmak için günde birkaç saat uyumayı tercih edip geriye kalan tüm zamanını kendi ilçesine adayan bir umut yeşerdi bu şehrin içinden.
Sahipsizlik kırıntıları arasında yeşeren bu filizin adı; Prof. Dr. İlhan Geçit’ten başkası değildi.
Geldiği günden beri, göreve başladığı andan beri yakından takip ettiğim bir isim Sayın Geçit.
Geçmişte Malatya’da sağlık alanındaki çalışmalarını yakından bilen biri olarak , Yeşilyurt’u da bu enkazın altından kaldıracak bir güce sahip olduğu duygusunu iliklerimize kadar hissettiren bir isim.
Şimdi ben, malum eyyamcıları bir kenara bırakarak, bu yeniden filizlenen, şehir için bir umut olan sayın Geçit’i izliyorum.
Takdir ederek hem de…
Umarım bu filiz, tez zamanda yapraklanır ve sahipsizlik duygusu içinde kıvranan bu şehri dallarıyla, yapraklarıyla kuşatır.