Tarih 6 Şubat’ı gösterdiğinde Merkez Üssü Kahramanmaraş olan komşu ilde deprem olduğunda saatler 4,17 yi gösteriyordu.
Depreme uykuda yakalandık. Canhıraş telaşla yapılan ilk şey çocukların odasına koşmak ve onları dışarı nasıl çıkarabiliriz telaşıydı.
Dışarıdaki soğuk kimin umurundaydı. Tek hedef Ailemizi dışarı nasıl çıkarabiliriz taşkalasıydı. Allah yüzümüze baktı ve hafifleyince deprem hemen dışarı çıktık. Aman Allahım herkes dışarıda bir can telaşı. Kimi araçlarına binerek Malatya içine kimileri ise yol kenarına giderek havanın aydınlanmasını bekliyordu.
Küçük çocukların ve yaşlıların feryad figanları gökyüzüne ulaşmıştı. Daha ne olduğunu kimse anlamamıştı. Vakit geçtikçe kuru soğuk, kar yağışı ve ayaz depremin tuzu biberi oldu.
Çocuklarımızın gözlerindeki korku ve panik bir ailenin en son karşılaşacağı durumken biz ana ve baba olarak çaresizlik içerisinde bunu yaşadık.
Binaların çatırdaması halen kulağımızda. Saat 13 den sonraki ikinci bir depremle yıkıcı vuruş gerçekleşti. Aman Allah bu ikinci Deprem Malatya’da gelinen son nokta gibi oldu. Aileler şehirden güvenli bölgelere giderken bizde haliyle o telaşla birlikte Görgü Cafana da Kaynımın kayısı bahçesine sığınmak zorunda kaldık.
Gittiğimizde zaten 55 kişiye yakın akrabalar bahçede kar üstünde kar yağışının altında artçı depremleri korkulu gözü yaşlı ve umutsuz bakışlarla izlediler.
İlk gün Çadır yok, yetkililere ulaşmak imkansız, yağan kar altında ilk aklımıza gelen çocuk kadın ve yaşlılarımızın barınma ihtiyacını gidermekti. Akşam geliyor ayaz olacağı belliydi. Kaynım ve diğer erkeklerle birlikte kayısı brandalarından 2 tane kapalı alan yaparak en azından ıslanmalarını ve soğuktan az da olsa etkilenmemeleri için laylon çadır yaptık.
Dünden beri bir parça ekmek kursaklarına gitmeyen elde gıda olmayan ilk günü soğuğun gölgesinde kar üstünde erkekler branda çadır çinde yaşlı kadın ve çocuklar sabahı zor ettiler.
Altımızda oluşan sallantıları da iliğimize kadar hissettiğimiz Depremin ilk günü geçince hemen diğer akşamların tedarikini yapma telaşına düştük. Tabi bunları yaparken Malatya’da korkunç manzaralara bizzat şahit olduk. Nice arkadaşlarımız enkazların altında can verdi.
ALLAH DEVLETİMİZE ZEVAL VERMESİN
Sayın Cumhurbaşkanımızdan, Devletimizin tüm kurumlarından Allah Razı olsun. Dünyada eşi görülmemiş bir Deprem felaketiyle sınandık ve 10 il. 2 veya 3 il değil. AFAD, Kızılay başta olmak üzere tüm kurumlar ilk dakikalardan itibaren teyakkuza geçerek Devletin gücünü hepimize hissettirdi.
2 gün açlık zirve yaparken gelen yardımlardan önce Kızılay Malatya sıcak yemek yetiştirdi. Gece gelen bu yemek bizlerin moral ve motivesini yükseltti. Devletimizin yardımları koordinesi çok iyiydi. Emniyet ve Jandarma güvenlik tedbirleriyle arama kurtarma faaliyetlerine yardımcı oldu.Hepsinden Allah Razı olsun.
GÜN BİRLİK BERABERLİK GÜNÜ
Ülkemiz çok büyük bir deprem sınavı veriyor. Burada sinirler ne kadar gergin olsa da sağduyulu olmakta fayda var diyorum. Aç susuz kalınabilir ama enkaz altında kurtarılmayı bekleyen, soğuktan inleyen canlar olduğu sürece su ekmek kimin umurunda. Devletimiz Sağ olsun Cumhurbaşkanımız gerekli talimatları zaten verdi. Yaralar sarılacaktır kimsenin şüphesi olmasın.
Hepimizin ortak düşüncesi can kaybının az olması yönündeydi. 5 gün boyunca kayısı bahçesinde dışarıda uykusuz geceler bitmeyecek gibi geldi. Her gün yakınlarımızdan gelen vefat haberleri ise bizleri bitirdi.
Mazot benzin bulanlar ailelerini alarak Malatya dışına kendilerini güvenli bölgelere atarken bizlerde çoluk ve çocuğun ağlamalarına, soğuktan korunamamalarına dayanamayarak 5 ci günü kendi imkanlarımızla Kocaeli İzmit’e geldik. Çünkü çadır yoktu derme çatma laylon ile dayanamazdı çocuklar.
Depremi yaşamış bir olan Kocaeli halimizden ancak onlar anlar diyerek geldik. Başta Büyükşehir ve Kocaeli Valiliği olmak üzere herkes seferber oldu. Barınma için binlerce kişinin geldiği Kocaeli’de yerleştirmeler sağlandı halende sağlanıyor.
GELELİM MALATYA’YA
Öncelikle Ankara Malatyalılar Derneği Başkanı Battal Yıldız’a, Pütürge Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Osman Durmuş’a ve MADEF Genel Merkezine çok teşekkür ediyorum. İlk saatlerden itibaren Malatyalı hayırseverleri koordine ederek yardım tırlarının Malatya ya ilk gelmesini sağladılar.
Bizleri de arayarak durum bilgisi ve nelere ihtiyaç olduğunu sormaları bile bizlere dünyalara bedeldi. İyi ki varlar.
MALATYA’DA BASININ HALİ İÇLER ACISI
Malatya’da ilk günden itibaren en fala zorluğu ie Basın olarak biz çektik. Bir Allah’ın Kulu Valilik ve Belediye Basın bürolarından yetkili bizleri aramadı, sormadı, sorunlarla ilgilenmedi. Ne Basın Kuruluşları ne de Basın Sendikaları aramadı.
Benim gibi onlarca basın mensubu arkadaşımızın Büroları dümdüz oldu. Tüm malzemeler gitti, yani anlayacağınız sıfırlandık. Belediye yanında basın bürosu oluşturma mesajı geliyor ama şunu diyemiyorlar arkadaşlar buraya gelemeyenlere ne imkan sunabiliriz? Ne ihtiyacınız var? İyi misiniz? Diyen var mıydı.
İnsan Allah’tan korkar Malatya basını bunu hak etmedi. Bunu da söylemek zorundaydım. Yüzlerce ağabeyimiz bizleri arayıp durumumuzu sorarken Sadece Aile ve sosyal Hizmetler il müdürümüz Galip Sökmen, MESOB Başkan Vekili Orhan Özbek ve ESKKK Başkanı Ali Evren sağ olsun arayıp durum hakkında ne yapabiliriz diye bizlerle irtibat kurdu. Abilerimiz aradı. Milletvekili Miraç akdoğan aradı, Bizim Vekillerden bırakın aranmayı bir mesaj dahi gelmedi.
Gerçi Cemiyetler ne yaptı ki belediye ne yapsın. Basın sendikaları isimlerle cemiyetler vasıtasıyla Basın mensuplarının ihtiyacını karşılayabilirdi. Görgü Mahallesinden hangi imkanlarla gelebilecektik. Ama maalesef Sadece Cemiyet Başkanı Vahap Güner Ankara’dan durumumuzu sordu. Allah Büyüktür.
Bu satırları ise İzmit’te yerleştiğimiz yerde birinin bilgisayarından yazıyorum. Depremde ebediyete intikal eden herkese Allah’tan Rahmet Ailelere sabırlar diliyorum. Allah Devletimize zeval vermesin.