Memleket İçin Gözyaşı Döken Bir Yürek ve Malatya'ya adanmış bir ömrün Adıdır Nadir Günata
Deprem günlerinde kendi ailesini geride bırakıp yardıma koşan, memleketi için uykusuz geceler geçiren, hiçbir karşılık beklemeden Malatya'ya adanmış bir ömür
Deprem günlerinde kendi ailesini geride bırakıp yardıma koşan, memleketi için uykusuz geceler geçiren, hiçbir karşılık beklemeden Malatya'ya adanmış bir ömür… Nadir Günata'nın fedakarlık ve sevdayla dolu hikayesi, hepimize vicdan sorgulatacak cümlelerle yankılanıyor.
Bazı insanlar vardır; bir şehir için atan kalpleri, sayısız gece uykusuz bırakan endişeleri, hiçbir karşılık beklemeden gösterdikleri emekleri ile o şehre ruh verirler. Malatya'nın gönüllerdeki yeri böyle bir insana sahip olmaktan dolayı ne kadar şanslı olduğunu bilir: Türk Ocağı Malatya Şube Başkanı Nadir Günata…
Nadir Günata'yı tanımayan yoktur Malatya'da. O, yardımlaşmanın simgesi, fedakarlığın ete kemiğe bürünmüş hali. Telefonu 24 saat açık olan, derdi olanın gecenin bir yarısında bile aradığı, zor durumda kalanlara koşan bir isim. Öyle ki, bir gün olsun kendi çıkarını, konforunu düşünen bir insan olarak tanımadı onu kimse. Şehirden şehire koşan değil, Malatya'nın her köşesine iz bırakan bir yürek taşıyor Nadir Abı. Malatya onun en büyük sevda; milliyetçiliği, memleketine olan sevdası ile bütünleşmiş bir şekilde yaşıyor.
6 Şubat depreminin vurduğu o acı dolu günlerde, ailesi de zarar görmüş olmasına rağmen, kendisini değil; halkını düşündü. Günlerce bir araçta yaşadı, ailesiyle birlikte kaldı ama onun aklında hep başkalarının ihtiyacı vardı. Abisinin yaptırdığı okulun kapılarını depremzedelere açtı. Henüz hizmete bile girmemiş olan o binada yüzlerce kişiye sıcak yemek dağıttı, kalacak yer sağladı. Ama kendisi yine o soğuk gecelerde aracında uyuyarak geçirdi günleri. Bir insanın memleketine duyduğu sevda ancak bu kadar içten, bu kadar fedakarca olabilir.
Geçtiğimiz akşam, sevgili gazeteci dostum Kayhan İnceoğlu ile birlikte, Tecde yolundaki Türk Ocağı Malatya Şubesi konteynerinde sıcak çaylarımızı yudumlarken, Nadir Abi'nin gözlerinde derin bir hüzünle bugünün Malatya'sını konuştuk. Malatya'da yaşananları anlatırken gözleri doluyordu; adeta bir volkan gibi içindeki acıları, endişeleri bir noktada dışa vurmak istiyordu.
Söze “Yazık ediyorlar Malatya'ya…” diyerek başladı. Öyle bir serzeniş ki, içinde memleket sevdası, gelecek endişesi, derin bir kırgınlık barındırıyor. “Yarın bu vebal hepimizin üzerinde olacak. Burada biz diye ayrılmamalıyız; konu Malatya ise birlik olmalıyız.
Herkes elini taşın altına koymalı. Malatya'da bir yerlere gelen birçok kişiye gittim, yalvardım. Şahsi işim olsa kapılarına gitmezdim, ama Malatya için gittim, ‘Gelin şehrinize sahip çıkın, yeniden inşa için bir ekip kurun, profesyonel bir kadro oluşturalım' dedim.”
Nadir Abi'nin bu sözleri adeta Malatya için çırpınan bir yüreğin feryadını duyuruyor. Malatya'da büyümüş, bu memleketin ekmeğini yemiş insanlar, ne yazık ki siyasi nedenlerden dolayı Malatya'dan uzak duruyor. Nadir Abi'nin sözleriyle, “Biz kimin ne yaptığını, bu memlekete kimin zarar verdiğini biliyoruz. Ama bu memleket sadece Nadir Günata'nın değil. Bu şehirde tek amacım çocuklarımızın yarınları, daha güzel bir Malatya.”
Bu satırları yazarken bile onun yüreğindeki ateşi, endişeyi ve öfkeyi hissetmemek mümkün değil. Malatyalıların göç edip gittiklerini, memleketin vasıfsız bir göçe terk edildiğini belirtirken adeta içi titriyor. “Siz Malatyalı olup da burayı terk edenlere vicdanınız rahat mı?” diye soruyor. Öyle bir soruş ki, vicdanlara dokunan, sessizliğin ardındaki suç ortaklığını sorgulatan bir cümle.
Nadir Günata, Malatya'ya duyduğu sevdasını, içtenliğini ve bu kente olan borcunu öylesine yüksek bir sesle ifade ediyor ki, dinleyen herkes onunla aynı hisleri paylaşır hale geliyor. Malatya'nın yeniden canlanması için, bu şehirde çocuklarımızın güvenle yaşayabileceği bir gelecek kurmak için duyduğu endişeleri, halkına olan sorumluluğunu derinden hissediyoruz.
Bizler de Nadir Abi'ye omuz vererek, onun gibi Malatya için gece uykularından feragat edenlere destek olmalıyız.
Ey Malatya, yüreği senin için çarpan böyle bir insanın varlığı senin en büyük zenginliğindir. Umuyoruz ki bu satırlar, Nadir Günata'nın içindeki sönmeyen ateşi, memleket sevdasını, ve bizlerin yüreğinde bir ukde olarak kalacak olan o sözlerini gelecek nesillere ulaştırır.