- Haberler
- Özel Haber
- Velioğlu Aşireti Vakıflaşma Yolunda
Velioğlu Aşireti Vakıflaşma Yolunda
Velioğlu Aşireti Birlik ve Beraberliğin en kıymetli adımını atmak, Her daim yan yana olmak ve Sıla-i Rahim hedefini gerçekleştirmek için Battalgazi İlçesi Tarihi Kernek Külliyesinde bir araya gelerek Toy Kurdu.
Velioğlu Aşireti Birlik ve Beraberliğin en kıymetli adımını atmak, Her daim yan yana olmak ve Sıla-i Rahim hedefini gerçekleştirmek için Battalgazi İlçesi Tarihi Kernek Külliyesinde bir araya gelerek Toy Kurdu.
Geçmişi 1550 yılları Kanuni Sultan Süleyman Dönemine rastlayan, Özbekistan’dan Horasan – İran üzerinden Anadolu’ya giriş yaparak Osmanlı Devleti tarafından Munzur bölgesine yerleştirilen ve Osmanlı’da Boybeyi olarak güvenlikte önemli görevleri yapmış Velioğlu Aşireti yüzyıllardır büyüyüp çoğalarak daha güçlü olarak daima devletinin yanında bulunmasıyla biliniyor.
Türkiye’nin birçok ilinde ayrı soyadlarıyla Velioğlu Aşireti aile fertleri yaşamlarını sürdürürken sadece Malatya’da Akçadağ, Hekimhan, Yazıhan İlçelerinde ağırlıklı olarak 86 ayrı soyadına mensup aile fertleri bulunuyor. Zaman, zaman bir araya gelerek toy yapan Velioğlu Aşiret mensupları bir Toy’da daha buluştu.
Velioğlu Aşireti Birlik ve Beraberliğin en kıymetli adımını atmak, Her daim yan yana olmak ve Sıla-i Rahim hedefini gerçekleştirmek için Battalgazi İlçesi Tarihi Kernek Külliyesinde bir araya gelerek önce Aileler arasında Toy, daha sonra Dernekleşme akabinde Türkiye’nin değişik illerinde kurulmuş olan Derneklerle bir araya gelerek Platform oluşturmak son olarak ise Velioğlu Vakfı altında üst çatı oluşturmak üzere çalışmalara başladı.
Oldukça yoğun katılımın olduğu Velioğlu Aşireti Toy’unda Coşkun Gültekin gibi Velioğlu Aşiretinin 3. derece akrabalarının da olduğu katılımda ilgi had safhada olurken bundan sonraki süreçlerle ilgili yapılması gerekenler masaya yatırılarak istişare edildi.
Velioğlu Aşiretinin önde gelenlerinden Kanaat Önderi, Velizâde Hüseyin Efendi 3. Kuşak Torunu Coşkun Gültekin” Sadece Malatya'da 86 ayrı soyadına mensup aile fertlerimiz var. Akçadağ, Hekimhan, Yazıhan ağırlıklı olmak üzere bütün ilçelerde aile fertlerimiz bulunmaktadır. Bu büyük aile bir arada toy yapıp bir sonraki aşamada önce dernek sonra Türkiye’nin çeşitli illerindeki diğer derneklerle bir araya gelip önce platform sonra da Velioğlu vakfını kuracağız. “
VELİOĞLU AŞİRETİ TARİHÇESİ
1550 Yıllarında
(Kanuni Sultan Süleyman dönemi) Özbekistandan kalkarak Horasan-İran üzerinden Anadoluya giriş yapmışlar ve Osmanlı devleti tarafından Munzur bölgesine yerleştirilmişlerdir. Bu dönemde Osmanlının boybeyi olarak görev yapan atalarımız, Osmanlı –Safevi devletleri arasındaki bölge hakimiyeti mücadelesi sırasında Osmanlı devleti için güvenlik şeridi oluşturmuş, bu arada bazı seferlere katılmışlar ve birçok iç isyanını bastırmışlardır. Zamanla bulundukları bölgenin adından esinlenerek Munzuroğulları adını almışlardır.
1759-1760 yıllarında Munzur’dan ayrılan atalarımız, Baskil’in Zeyve bölgesine gelerek buraya yerleşmişlerdir. 1789-1790 yıllarında Zeyve’de meydana gelen bir olayda Veli dedemizin kızı kaçırılmış, Veli dedemizin kızını kaçıran akrabalarıda Veli dedemizin oğulları tarafından öldürül-müştür. Bu olaylar üzerine kan davasının daha fazla büyümemesi ve daha fazla kan dökülmemesi için oymak meclisi toplanarak iki tarafın’da Zeyve’den ayrılmasına karar vermiştir. Karşı taraf olan akrabalarımız Erzuruma gitmişler, Veli dedemiz’de ailesini toplayarak Zeyveden ayrılmış ve Malatya’ya gelerek bugünkü havaalanı yolu üzerinde bulunan Aksaray köyünün bulunduğu yere yerleşmiş ve buraya Baskildeki köylerinin adına izafeten Zeyve adını vermişlerdir. Bu arada yazlak olarak’da Ancar bölgesine yerleşmişlerdir. Bu dönemde Ancar, Kadıibrahim köyünün merasıdır.
Bu sırada Ancar’da Veli dedemizin bir torunu ölmüş, Veli dedemizin Ancar’a yerleşmesini istemeyen Kadıibrahim ağası, cenaze gömülmesinin temelli yerleşme(Yurt edinme) anlamına geleceğinden, adamlarını Veli dedemize göndererek cenazelerini buraya gömmemelerini ve Ancar’ı der-hal terk etmelerini istemiş, ancak haberi getiren ağanın adamları, Veli dedemizin iyi karşılaması ve ikramları karşısında utanmışlar ve ağanın isteğini Veli dedemize söyleyemeden geri dönmüşlerdir. Adamlarının ağaya durumu anlatması üzerine , bu defa Kadıibrahim ağası kalkarak Ancar’a gelmiş, ancak o’da Veli dedemizin koç keserek karşılaması ve ikramları karşısında mahçup olmuş ve ”Sen bendende ağaymışsın, kış geliyor buralarda kış sert geçer, çadırda yaşayamazsınız, senin üç oğlun var bende 8-10 adam vereyim kendine bir ev yap” diyerek Veli dedemizin Ancar’a yerleşmesine izin vermiştir.
Kışlak olarak Zeyveye, yazlak olarak Ancar’a yerleşen Veli dedemiz obasını genişletmek , çevreyle iyi ilişkiler kurmak ve akrabalık bağları oluşturarak kök salmak amacıyla, oğullarından Ömer’i Ören’den İbrahimi Kadıibrahim’den ve Mustafayı’da Keklikpınarından evlendirmiştir. Veli dedemizin oğullarından Ömer’in erkek çocuğu olmadığından soyu devam etmemiş, dedemizin soyu oğlu İbrahim’den olan beş torunu(BIRIKLAR) ve oğlu Mustafa’dan olan onbir torunu(MISTIKLAR) vasıtasıyla devam edip günümüze kadar gelmiştir. Dedelerimiz kök salıp yerleştikleri yerleri abad etmişlerdir. Eski Ancarda yaptıkları cami bugün halen ayakta olup ikiyüz yıldan fazla zamandır dedelerimizin ruhunu şad etmektedir.
Yerleşimden 40-45 yıl sonra Kırserdar adında bir eşkıya türemiş, Hekimhan-Akçadağ arasındaki bölgede terör estirmekte, Bölge halkına kan kusturmaktadır. Hergün bir köyü basıp haraç almakta ve köyün en güzel kızını almaktadır. O dönemde şimdiki Sultansuyu harasının bulunduğu Yeniköyde yaşayan Esefoğlu, Kırserdarın ertesi gün köylerini basacağını haber alır. Çevre köylere haber göndererek durumu anlatır ve Kırserdarla savaşmak için yardım ister. Çevre köylerden atını ve silahını alan Yeniköye gelir. Bu arada Sarıbekir dedemizde beş kardeşini yanına alarak. Esefoğlunun davetine icabet eder. Esefoğlu Kırserdarla nasıl savaşacaklarını planlamak için yardıma gelenlerin durumunu denetlerken, Sarıbekir ve Kardeşlerinin kıyafet ve silahlarının eski, atlarının bakımsız olduğunu görür, adamlarına dönerek “Bu fukaraları niye çağırdınız, bunlar nasıl savaşacak, yemek verinde yesin gitsinler” der. Bunu duyan Koçyiğit SARIBEKİR hemen ayağa kalkar “Ağa senin ekmeğin yenmez. Bizim senin ekmeğine ihtiyacımız yok. Kırserdarın kellesinide kesilmiş bil” der ve yürür. Arkasından kardeşleri takip eder.
Sarıbekir, Kırserdar’ın izini sürer ve o gece Samanköyde olduğunu tespit eder.Sarıbekir Dedemiz ve kardeşleri havanın kararmasıyla birlikte köye girerler. Kardeşleri evin kapısında Kırserdar’ın adamlarını oyalarken, Sarıbekir dedemiz arkaya dolanarak dama çıkar, Önce suya basıp ıslattığı atının torbasını bacadan aşağı atar,arkasından yanan bacadan içeri girip uzun bir boğuşma sonucu Kırserdar’ı öldürür. Kapıda bekleyen Sarıbekir dedemizin kardeşleri de Kırserdarın adamlarını öldürür. Kırserdarın odada alıkoyduğu kadın, namusunu kurtaran Sarıbekir dedemize teşekkür ederek Kırserdarın kellesini kesmesine yardım eder.
Kırserdar’ın kellesiyle gece yarısı Yeni köye gelen Sarıbekir dedemiz, Esefoğlu nu uyandırarak kelleyi ağanın ayakları dibine atar. Böyle bir şeye ihtimal vermeyen Esefoğlu şok geçirir ve bir köye iki ağa olmaz diyerek obasını toplar, Yeniköyü atalarımıza terk eder. Bir süre sonra halkın başına bela olan eşkıya Resul’da Sarıbekir dedemiz tarafından öldürülür. Bu olaydan sonra zalimlere korku ve çevrelerine güven kaynağı olan dedelerimiz kabilelerarası birçok sorunun çözümünde adaletli davranışlarından dolayı hakemliklerine ve arabuluculuklarına başvurulur.
Sarıbekir dedemizin devletin baş edemediği eşkıyaları haklaması ve çevreye güven vermesi nedeniyle, bölgedeki otorite boşluğunu gidermek isteyen Osmanlı devleti Munzuroğullarına verdiği boy beyliğini (Ağalık) onların kolu olan Velioğlu’larına da vermek istemiş, böylece Sarıbekir dedemiz Boybeyliğini (Ağalık) Velioğullarına kazandırmış Sarıbekir ve kardeşleri Mehmet, Ömer ve yeğenleri Alhas’a ağalık verilmiştir.
Sarıbekir dedemiz hırçın yapısı nedeniyle Boy beyliğini kabul etmemiş, o günün şartlarında daha kültürlü ve daha sakin bir yapıya sahip olan yeğeni Alhas ağanın Kürne boybeyi olmasını sağlamıştır.(1840) Kendiside Yeniköyün müdürlüğü görevini almıştır. Sarıbekir dedemiz, Sinan ile Drejan kabileleri arasındaki kavgada arabuluculuk yaparken kaza kurşunu ile ölmüştür.
"Mezarı Eski Ancardadır. Ruhu şad olsun"
Dedemiz Alhas ağa Kürne boy beyi olarak KÜRECİK, LEVENT, ÖREN YAZIHAN, KURŞUNLU VE HEKİMHAN’ın bir bölümünün yönetimini üslenmiştir. Osmanlı, bölge yönetimini yürütmek üzere dedemiz Kürne Boy beyi Alhas ağa’ya Ansır civarında bir konak yaptırmış, konaktan dolayı bölge Konak diye adlandırılmıştır. Aynı konak’tan Baskildeki akrabalarımız için’de yaptırılmış, onlarda kendi bölgelerinde boybeyliğini sürdürmüşlerdir. Alhas ağa dedemiz 1863 yılında Levent’in oğulları Hasan, Mustafa ve İbrahim tarafından Enzek’te(Engüzek) pusuya düşürülerek öldürülmüştür. Ruhu şad olsun.
Alhas ağa’dan sonra Ağalık(Boy beyliği); Osman Ağa, Hüseyin ağa ve en son Ali ağa ile devam etmiştir. Özellikle Hüseyin ağa döneminde Antep ve Maraşta savaşan Kuva-yı Milliye birlikleri için gönüllüler toplamış ve bunların bütün masraflarını karşılayarak Antep ve Maraş’ın savunmasına Arga’dan Mahmut ağa ile birlikte çok önemli destek vermişlerdir.
Zaman içinde gelişip çoğalan Velioğulları kışlak olarak kullandıkları Zeyve ve Yeniköy’e , Yazlak olarak kullandıkları Ancar ve Keklikpınarı’na sığmaz olmuşlar, Yeniköyde Sultansuyu harasının kurulmasına karar veril-mesi üzerine, devlet tarafından atalarımıza Yeniköy’e karşılık yer seçme hakkı tanınmış, atalarımız buradan dağılarak birçok yerleşim alanında ye-ni yurtlar kurmuşlardır. Bugün Eski Ancar, Ata yadigarı bir cami ve birkaç ev dışında harabe halindedir.
Bugün Munzurda, Baskil-Zeyvede, Erzurumda, Tokat Turhala bağlı Ancar ve Örükçü köylerinde,Sivas-Suşehrinde Gürün Yazyurdunda Darende-Ayvalıda ve Yozgatta akrabalarımız yaşamaktadır.
Bunların dışında birçok devlet kademelerinde ve bilim dünyasında ülkeye hizmet eden çok sayıda akrabamız vardır.
VELİOĞULLARI NEREDE?
Bugün Munzurda, Baskil-Zeyvede, Erzurumda, Tokat Turhala bağlı Ancar ve Örükçü köylerinde, Sivas-Suşehrinde Gürün Yazyurdunda, Darende-Ayvalıda ve Yozgatta, Giresun-Piraziz Bozat Beldesi, Giresun Merkez Hisargeriş-Sıvacı, Sakarya-Akyazı-Karapürçek, Trabzon-Beşikdüzü-Of-Maçka, Esiroğlu, Kastamonu’ Düzce Gündolaması köyü, Bayburt’ Zonguldak’ Erzurum’ Malatya’, Elazığ’ Şanlıurfa’ Kars, Iğdır’ Gaziantep, Rize’ İstanbul’ Ankara’ İzmir’ Osmaniye’, Adana’ Tunceli’ Sinop-Ayancık-Zaviye Köyü, Türkiye’nin dört bir yanında ve bir çok komşu ülkede akrabalarımız yaşamaktadır.
Bunların dışında birçok devlet kademelerinde ve bilim dünyasında ülkeye hizmet eden çok sayıda akrabamız vardır.
Tüm MUNZUROĞLU ve VELİOĞULARINA velhasıl uzak, yakın bütün akrabalarıma selam eder, sağlık ve afiyetler dilerim. Allah’a Emanet Olun...
Velioğlu Aşireti Velizâde Hüseyin Efendi 3. Kuşak Torunu
Coşkun GÜLTEKİN
Bizlerde veliogluyuz ancarlıyız. Ama aile Özbek Buhara’dan geldiğinde biz Çerkezya kısmından katılmışız. Aileye sonradan dahil olmuşuz doğru mudur
Bizi unutmuşsunuz. Bizler Ordu ili Gölköy ilçesinde Sarıca köyü, bulut köyünde Velioğllariyiz. Sülale Velioğllaridir. Büyüklerimiz Malatya'dan gelindiğini anlatırdı.